Hoþgeldiniz!..
SAYFALAR  
  Ana Sayfa
  İletişim
  sinem kobal
  SİNEM KOBAL
  BİLLUR YAZGAN
  FIRAT ÇÖLOĞLU
  NAZ ELMAS
  YASEMİN ERGENE
  FATOŞ KABASAKAL
  EVRİM AKIN
  SİNEM ÖZTÜRK
  HADİSE
  ZARA
  UĞUR PEKTAŞ
  DÜM TEK TEK (TÜRKÇE SÖZLERİ)
  zuhal topal
  SERENAY SARIKAYA
  GAMZE ÖZÇELİK
  AŞKIN NUR YENGİ
  BEYZA DURMAZ(ADAŞIM)
  ECE ERKEN
  MERVE SEVİ
  FERHAT GÖÇER
  EYLEM
  BERKSAN
  pelin sönmez
  bengü
  merve boluğur
  EBRU YAŞAR
  TUBA BÜYÜKÜSTÜN
  4 YÜZ DİDEM
  4 YÜZ GÜLNUR GÖKÇE
  4 YÜZ ONUR
  4 YÜZ İLKAY
  M.KEMAL ATATÜRK
  ZEKİ ALASYA
  METİN AKPINAR
  ÖZGÜR ÇEVİK
  KARİKATÜR
  CANKAN
  SEDA DEMİR(YAPRAK DÖKMÜNDEKİ SEDEF)
  TOLGA KAREL
  MUTLULUĞUN RESMİ
  MUTLULUĞUN RESMİ2
  SELİN ŞEKERCİ(MELEKLER KORUSUNDAKİ ÖZGÜR)
  HANDE SORAL
  TUNCER ÖZ
  temmuz karikutal
  gözde mükavelat
  sevda dalgıç
  merve erdoğan
  barış atay
  ingilizce-türkçe
  gökhan keserr
  özgü namal
  ayça varlıer
  beren saat
  burcu güneş
  ceza
  doa
  taaarkann
  arzum onan
  hazal kaya
  yusuf güney
  yonca lodi
  lara
  selin ılgar
  keremcem
  yalın
  EKİN TÜRKMEN
  BENNU YILDIRIMLAR
  SANEM ÇELİK
  BURHAN ALTINTOP
  UĞUR YÜCEL
  ŞENER ŞEN
  BÜLEN EMİN YARAR
  MARLON BRANDO
  JULİETTE BİNOCHE
  JOHNNY DEEP
  EVA GREEN
  TOM CRUİSE
  SETH GREEN
  GREEN DAY
  ELVİS PRESLEY
  CEMRE KEMER
  EREN BAKICI
  ZEYNEP DİZDAR
  Ayça Tekindor
  ATATÜRKK
  NİLAY DORSA
  OKAN BAYÜLGEN
  FARUK K
  serdar ortaç
  ismail yk
  hande yener
  betül demir
  izel
  sıla
  rafet el roman
  funda arar
  hüsnü şenlendirici
  ahu tuğba
  mehmet ali erbil
  carmen electra
  esra erol
  yakup ekin
  yonca evcimik
  bendeniz
  tuğba özerk
  tuğba ekinci
  sagopa kajmer
  gülşen
  siel alaş
  sibel can
  brad pitt
  angelina jolie
  gülşen bubikoğlu
  tarık mengüç
  teomann
  yağmur berfo özgenç(iremm)
  melike öcalan
  Ziyaretçi defteri
  Forum
  nilüfer
  gökhan özen
  kutsi
  demi lovato
  grup hepsi karikatürleri
  emo
  sarp levendoğlu
  aysun kayacı
  damla sönmez
  denizz uğur
  haluk piyes
  özge özpirinçci
  rojda demirer
  erdi bolat
  emre aydın
  oğuzhan koç
  hande subaşı
sayfalar
keremcem

1977 yılının 28 Aralığında, Muğla'nın Milas ilçesinde ailesinin halen oturduğu evin oturma oadasında dünyaya geldi. Babasının deyimiyle 'kara kuru, çirkin' bir  bebekti. Bunun nedeni doğumda göbek kordonunun boynuna dolanmasıydı.  Nitekim büyüdükçe babasına göre babasına, annesine göre ise annesine  benzemeye başladı.  Ondan 4 yıl önce doğan ablası Beste'nin kardeş istemesi Keremcem'in dünyaya  gelmesinin sebeplerinden biriydi. Kendi deyimiyle 'Erol Evgin gözlü' bir kardeş  istemişti. O kadar olmasa da küçük gözlü bir kardeşi oldu.  Kocasına sonsuz bir aşkla bağlı olan annesinin, oğluna onun ismi olan 'Cem' adını vermek istemesi, babasının iste 'Kerem' adında ısrar etmesi 'Keremcem' ismini oluşturdu. İsminin tam söylenmesi konusunda takıntılı olan annesi, Keremcem'in adını eksi söyleyen arkadaşlarını epey uğraştırdı.  Müzikal altyapısını avukat babasının klasik müzikten, Türk sanat müziği ve Türk Halk müziğine uzanan zengin plak arşivi oluşturdu. Bir gün deniz kıyısında ayak parmaklarıyla oynayan oğlunu görüp, piyano çalmak istediğine yoran öğretmen annesi Keremcem'i 6 yaşında piyano derslerine başlattı. Fakat ders saatinin  Şirinler çizgi filmiyle çakışması bu sevdanın kısa sürmesi için yeterli bir sebebpti.

İlkokul yıllarını en iyi arkadaşı kuzeniyle, anneannesinin evindeki masayı uzay gemisi olarak kullanarak geçti. İzmir Özel Fatih Koleji’ndeki ortaokul tahsilinden sonra, gitarlada tanışacağı Muğla Turgut Reis Lisesi yılları başladı. Hard rock dinleyip kafa salladıkları, ucuz şarap içip sabahladıkları okul bahçesi müzikal değişimini sağladı. Müzik dinlemenin ötesinde, müzik yapmaya başlaması da kuzeni Görkemle birlikte oldu. Ergen yaz tatillerini geçirdikleri küçük balıkçı köyü Güllük’teki barlarda, bırakın parayı izin alarak çalıp söylemeye başladılar.

Kendisinin söylediğine göre ilk şarkı söylemeye başladığında insanların yorumunu beğenmesine çok şaşırmış, ama zamanla alışmış ve takdir edildiği bu işi yapabildiği kadar devam ettirmeye karar vermiş. Tabii ki bunun üstüne gitmesinde karşı cinsin ilgisini kendisi de inkar etmiyor. Sahilde gitar çalıp şarkı söyleyen birinin kızlar üzerindeki etkisi tecrübeyle sabittir diyor.

Lise son sınıfta yeni öğrendiği bilardo nedeniyle üniversite sınavını kazanamayınca, dersane için gittiği Ankara dönemi başladı. Şarkı yapabildiğini anladığı dönem Ankara’da geçirdiği 1995 senesidir. İçindeki bir dürtü müydü, yoksa tetikleyen bir ‘ilham’ mıydı bunu kendisinin de bilmediğini söylüyor ama hepsi sırayla oldu; önce evde bulduğu bir F.H. Dağlarca kitabındaki beğendiği şiirleri besteledi. İlk kendi deyimiyle ‘tam’ şarkısı olan ‘Elimde değil’ i İzmir’de ’96 da yaptığında aslında mutluluktan havalara uçmamıştı. Çünkü bunun ‘nizami’ bir şarkı olup olmadığına karar verememişti. Ta ki besteci arkadaşı Engin (Bozkurt) şarkıyı ilk dinlemesinin üstüne beş defa arrka arkaya söyletinceye dek.

1996’da Ege ünüversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünü kazandığında hayatında müzik dışında yeni bir sayfa açılacağını düşünüp korktu ama mezun olduğunda üniversite yıllarının onu müzikten uzaklaştırmak yerine, daha çok müziğin içine çektiğini farketti. Gerek okul kermesleri, gerekse çıktığı gece mekanları, şarkı söyleyen birinin besini olan alkışları fazlasıyla vermişti.

Şark yapmada en verimli senesi 2000 senesiydi. Şarkı üretmenin kendine göre yolunu bulmuştu: ‘kendi içine bakmayı’ öğrendi. Bu geçiş dönemi ilişkilerini ve ayrılıklarını biraz abartılı yaşamasına neden olduysa da bu duyguları ‘ilham’ olarak kullanmayı becerdi. İlk başlarda, hislerini bilerek ayakta tutarak, bestelerinde kullanmakla kalbine ihanet ettiğini düşünüyordu ama kendi deyimiyle ‘daha yaşamadığı olay, hissetmediği bir duyguyu şarkıya aktaracak kadar profesyonel olamamıştır’.

Yıllarca birlikte müzik yaptığı arkadaşı Yunus (Adak) Keremcem’in İstanbul’a yerleşme arefesinde (2001) yeni yaptığı ‘Eylül’ isimli şarkıyı dinlettiğinde İstanbul macerasına daha bir anlam katmıştı.

Müzik için İstanbul’a yerleşme fikrini açtığında, hayatının her döneminde, konu ne olursa olsun sonsuz destek veren ailesi onu yine şaşırtmadı ve maddi, manevi tüm desteklerini bu amaca seferber etti. Keremcem onlara gönül borcunu söyle anlatıyor: ‘Yaptığım her şeyi  kendi başarım kadar ailemin desteğini haketmek için de yapıyorum, hedefim müzikal başarımın yanında bunun onlara vereceği mutluluktur.’

Yonca Evcimik’le tanışması ise İstanbul’a gelişini kesinleştiren etken oldu. Kendi deyimiyle yonca ona ve şarkılarına inanan ilk profesyoneldi.

Müzik piyasasına girdiğinde birkaç sonuca ulaşmayan yapım denemesinden sonra ki bunlar 3 senesine mal oldu, vazgeçmeyi hiç düşünmedi ama tam şevkini kaybetmek üzereyken yolu Aykut Gürel’le kesişti. Onun gibi iyi bir müzisyenin aranjörü ve aynı zamanda yapımcısı olması fikri o kadar çekiciydi ve gerek şarkı seçimi ve düzenleme tarzı, gerekse Aykut-Seden Gürel çiftinin arkadaşça misafirperverliklri, 3 yıllık keyifsiz periyodun ardından öyle ilaç gibi geldi ki, bu sinerji ilk albümün 3 ay gibi kısa bir sürede hazır hale gelmesini sağladı...

Mayıs ayında “Kerem ile Aslı” isimli bir TV filminde başrol oynayan Keremcem, Medyapım’ın çektiği ve ATV’de yayınlanan “Aşk Oyunu” adlı dizideki Sarp rolüyle ekranların karşında birçok kişini beğenisini topladı. Halen, yine ATV ekranlarında yayınlanmakta olan “İki Yabancı” adlı dizide idealist doktor Cem rolü ile oyunculuk kariyerine devam ediyor.

 
  Bu websitesinin sahibi "Top liste" ekstrasını daha aktive etmemiş!  
Meraba  
  meraba siteme hoşgeldiniz inşallah eğlenirsinizz  
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol