AYÇA VARLIER
1977 Ankara doğumluyum. 7 yaşına kadar Ankara'da yaşadım, daha sonra İstanbul'a geldim. 16 yaşında Amerika'ya gittim. Liseyi Amerika'da bitirdikten sonra müzikal tiyatro sınavlarına girdim ve Hart School of Music'i kazandım. Okulu bitirdikten sonra bir sene master sınavlarına çalıştım. Oyunculuk üzerine master yapmak istediğim için yaz tatillerimi hep değerlendirdim. Oyunculuk kurslarına katıldım ve dilimi geliştirdim. Bu çalışmalarım sonucunda Harward Üniversitesi’nin Moscow Art Theatre School ile birlikte açtığı master programına dahil oldum. İki sene Boston'da, beş ay da Moskova'da eğitimime devam ettim.
O yaşta Amerika'da zorluklarla karşılaşmadınız mı?
Evet oraya ergenlik çağımın ortasında ve tek başıma gittim. Amerikalı bir ailenin yanında kaldım. Etrafımda hiç Türk yoktu. Ancak bir amaç için oradaydım ve ailemden gelen bir altyapım var. Altyapım sağlam olduğu için ailem beni tek başıma Amerika'ya gönderdi. Annem balerin - koreograf, Hacettepe Üniversitesi'nde 12 sene boyunca bale bölüm başkanlığı yaptı.
Aileniz bu konuda sizi yönlendirdi mi?
Yönlendirmek değil tam olarak, ama ister istemez etkileniyorsun. Benim de küçükten beri ilgim vardı zaten. Elime tarak alıp şarkı söylemeler, dans etmeler... Biraz da genetik galiba. Ablam da bu işi yapıyor. Mimar Sinan'da okudu yurtdışında master yaptı, Set Dizaynı üzerine...
Okul bitince neler yaptınız?
Mezun olmama yakın ikiz kuleler yıkılmıştı, sonra da herkesin bilidiği bir takım olaylar gelişti. Çalışma izinlerimiz iptal edildi. Ajansım vardı, iş teklifleri alıyordum ama bunlar Green Card'sız olmuyordu. Tanıdığım birçok insanın başına bu tür şeyler geldi, karışık bir dönemdi. Ben de; “10 sene sonra bu belki de bana yapılan bir çağrıdır” diyerek Türkiye’ye dönmeye karar verdim.
İstanbul'a döndükten sonra neler yaşadınız?
Geldikten sonra bunalımlı bir döneme girdim. Ama kısa sürede atlattım. Fahir Atakoğlu'nun solistliğini yaptım. Ben aynı zamanda profesyonel şarkıcıyım. Albüm çalışmalarına başladığım dönemde "Gümüş" başladı. Dizi demek haftanın 5-6 günü çekim demek. Bunun yanında iki senedir AKM'de "Batı Yakasının Hikayesi"nde Anitta'yı oyuyorum. Albüme ayıracak zamanım kalmadığı için ara verdim ama tamamen rafa kaldırmış değilim.
“Gümüş” nasıl gidiyor?
Türkiye’ye geldiğimden beri beni mutlu eden en önemli proje "Gümüş" oldu. "Evet ben burada da bir şeyler yapabilirim" dedim bu dizi sayesinde. Gümüş ekibi oyuncu bazlı bir ekip, yönetmeniz de çok başarılı ve bize çok yardımcı oluyor. Ekip bana çok şey kattı. Sıcak bir iletişimiz, çok güzel arkadaşlığımız var ve zaten bu ekrana da yansıyor. Ekipten çok şey öğreniyorum, "Gümüş" bir nevi okul gibi oldu benim için. Dizide çok sevdiğim, bana da biraz yakın bir karakteri oynuyorum. Pınar'ın fevri çıkışları var; özgürlüğüne düşkün, koskoca bir aileye karşı çıkıyor. Ben o kadar ani çıkışlar yapamıyorum, ancak cesur olduğumu düşünüyorum. 16 yaşında tek başıma Amerika’ya gittim ve bir çok şeyin üstesinden geldim.
Amerika'ya dair unutamadığınız bir anınız var mı?
Üniversitede okurken çalıştım, hatta araba aldım. Bin 500 dolarlık, saatte 50 km yapan bir arabaydı. Bir keresinde 3 haftalığına Türkiye'ye gelmiştim. Geri döndüğümde arabam ortada yoktu. Polisi aradım, bir yangın bölgesinde bulunduğunu söylediler. Ben halen arabamın yandığını aklıma getirmiyordum. Yangın çıktı, çektiler herhalde diye düşünüyordum. Elimde anahtar arabamı almaya gittim. Binlerce çalınmış, çarpılmış arabanın içinde arabamı yanmış ve iskelet halinde gördüğümde yaşadığım şoku tahmin edebilirsiniz.
Tiyatro veya beyazperdede oyuncu olarak örnek aldığınız birisi var mı?
Örnek aldığım birçok kişi var. İsim vermek istemiyorum ama beğendiğin insanların beğendiğim özelliklerini örnek alıyorum. Şarkıcılıkta örnek aldığım isimler var, oyunculukta örnek aldığım isimler var. Kimseyi örnek almıyorum demek doğru olmaz.
Çalışmadığınız zamanlarda yapmaktan keyif aldığınız şeyler nelerdir?
4 ay öncesine kadar Müjdat Gezen Sanat Merkezi'nde Sahne Estetiği ve Dans Dersi veriyordum. Gümüş çok yoğunlaştığı için bırakmak zorunda kaldım. Şan dersi alıyordum, onu da bıraktım. Ama tekrar başlayacağım. Onun dışında spora gidiyorum, kitap okuyorum, film seyrediyorum, ailemle vakit geçirmeye çalışıyorum.
Yoğun çalışma temposunda strese karşı neler yapıyorsunuz?
Stresli olduğumda yalnız kalmayı tercih ediyorum. Bu anlarda caz müziğini tercih ediyorum.
Vakit geçirmekten hoşlandığınız özel mekanlar var mı?
Çekimim erken bittiğinde, arkadşlarımla burada (Park Kafe) buluşuyoruz. Haftada 1-2 kere mutlaka geliyorum buraya. Ayrıca çalıştığımız mekan çok güzel, Beykoz'da boğaz manzaralı yalıda çalışıyoruz.
Sağlıklı bir beslenme için nelere dikkat ediyorsunuz?
Ben sebze ağırlık beslenmeyi seviyorum. Ve tabii ki balık. Balık gerçekten çok faydalı bir gıda, kesinlikle tavsiye ederim.
Hiç kilo probleminiz oldu mu?
Kilo problemim oldu. O zaman diyetisyenlerle de görüştüm. Ama kilo probleminin çözümü insanın kendi içinde yatıyor. İstedikten sonra başarılı olamamak söz konusu değil. Yediklerime dikkat ederek, spor yaparak kilolarımdan kurtuldum.
Diyet ürün tüketiyor musunuz? En sık tükettikleriniz hangileridir?
Evet diyet ürün kullanıyorum. Mavi Yeşil’in çubuk kraker ve bisküvilerini genelde yanımda bulunduruyorum.